Yanlışlara karşı doğru insan olmaya çalışırken sonuç: Ben Hep Yanıldım 22. July 2017 Murat Uysal (0) İnsan yaş ilerledikçe maalesef acı gerçekleri görüyor ve kabul etmek istese de istemese de bu gerçeklerin gerçek olduğunu biliyor. Ne kadar saf biri olduğumu her geçen gün hayat bir kez daha yüzüme yüzüme haykırıyor.Yıllardır etik ve iyi niyetli olduğum için ( etrafımdakiler öyle diyorlar ben kendimi hep en kötü bildim ) bu yönüm takdir edildiği için daha bu alanda kendimi ilerlettim. Daha etik, daha saygılı daha çok insanları seven biri olmaya odaklandım hayatımı hep böyle ilerlettim. Adalet bu dünyada en değer verdiğim iç duygum idi. Şimdi bugünüme baktığımda acı acı kendime gülüyor tebessümle ne büyük bir yanılgı içindeymişim onu görüyorum.Neyi anladım artık, maalesef gerçek olmasını istemediğim şeyleri anladım.- İyi insanları insanlar daha çok sever sanmıştım aksine eziyorlar, normalde kendilerini ezen insanlara yapamadıklarını iyi olduğunuz için size yapmakta hak görüyorlar. Aksine adil olmak gerekirse ezen kişiye karşı cevap vermeli iyiler birbirine daha iyi davranması gerekir sanmıştırm. Yanıldım....- Kibar konuşan karşısındakini dinleyen ve özellikle karşısındaki insanın sözünü kesmeden bekleyip sözü bitince konuşmaya başlayan birisi olmayı hep önemsedim. Ama karşılık olarak ben bekledikçe karşımdakilerin susmadığını ve ben bekledikten sonra konuşurken sözümü kestiklerini gördüm. Sandım ki ben böyleyim diye onlar da benim sözümü kesmeyecekler. Yanıldım...- Kantinde sıra beklerken en sona geçtim, orta sıralarda bekleyen arkadaşıma siparişlerimi alması için para verip arkadaki insanları gözlerinin içine baka baka aptal yerine koymadım. Hatta ben orta sırada beklerken bana sipariş veren arkadaşlarımın siparişlerini almadım arkamdaki insanların buna razı olmayacağını düşündüm. Bunlar doğru idi ancak benim böyle olmam değer göreceğine diğer insanlar tarafından enayilik olarak algılandı. Yanıldım...- İstanbulda öğrencilik dönemimde metrobüslere binerken etrafımdakilerin insan olduğunu unutmadım, ağır hareketler ile kimseye çarpmadan kimseyi incitmeden inip binmeye çalıştım. Bu sebeple çok az kere oturabildim o koltuklara. Ama çok kez beni yere düşürecek kadar sert itip geçenlerle yaşadım. Kendimce bu iyi bir davranıştı, bu iyilik elbet karşılığını bulacaktı birgün. İyi insan olmak ne güzel şey idi mutluydum, saygı göstermeyen onca insana rağmen böyle biri olmak güzel bir duygu idi, ancak o koltukları kapan insanlar az önce bana omuz atıp geçen o insanlar, bana enayi gözüyle baktıklarını yeni anladım. Yanıldım...- Yardımsever olmayı değerli gördüm, yardım etmekten hep mutluluk ve huzur duydum. Bana ihtiyacı olup yetiş diyen her kim olsa koştum, bu benim için Allah katında değerli birşey idi ve karşılık beklemedim. Ancak karşılk beklemediğim bir konu olsa da bazen yardıma ihtiyaç duydum, ama kimse gelmedi. Sandım ki onlar da bana borçlu diye değil Allah rızas için zaten koşarlar ama yine Yanıldım...- Genelde aramaya çalıştım sevdiğim herkesi, aramalarını beklemedim. Tamamen saf ve karşılıksız şekilde aradım sordum mutluluklarını paylaştım merak ettim haberdar olmak istedim hepsinden. Sandım ki onlar da beni nasılsa ararlar sorarlar, lakin ben aramayı bıraktım ben bırakınca onlar da bir daha aramadı zaten. Yine yanıldım...- Kötü ve argo söz kullanmadım ve bunu değerli gördüm, hak edene dahil hak ettiği küfrü etmedim sustum. Ben kendime öyle konuşmaları asla yakışır görmedim. Sandım ki insanlar buna değer, sonra öyle yönlerini gördüm ki insanların çok daha fazlasını hak ediyorlarmış meğer. Yanıldım....- Askere vatan görevi dedim, gerçekten kalben istekle gittim. Yıllardır boyun fıtığı sıkıntım vardı zorlanmıştım hep, ancak kim bilirdi günde 7 saat nöbet tutulacak bir askerlik denk geleceğini. Nöbet tuttum, atış yaptım herşeyi elimden geldiğince yaptım. Bişey yaptım sayılmaz bu vatanımız için bizimki iş bile sayılmaz lakin zorlanmıştım, bin katı zor göreve hazırdım ancak o nöbet bana fiziki olarak büyük külfet idi. Samimi idim, halimi dürüstçe anlattım, raporlarımı gösterdim nasılsa ben doğru söylüyordum emindim kendimden, dürüst bir askere komutanlar adil davranır sandım. Orada da yanıldım, rol yapıp revire çıkanlar arasında görevimi yapmakta idim. Akıl bile verdiler at kendini yere diye, gerçekten düşmeden neden kendimi yere atayım ki dedim, nasılsa komutanlarım iyi bir askere yardımcı olurlar sandım. Yine yanıldım. Yürüyorum ayaktayım diye beni iyi sandılar, aksine yalan söylüyorum sanıp inanmadılar doktora göndermediler. 3 ay sonra ilk doktora gittiğimde benimle alay ederek muayeneye başlayan doktor emar sonucumu görünce sustu ve senin nöbet tutmaman lazım dedi. Yanıldım yine yanıldım. Sandım ki dürüst olanlar daha iyi muamele görür, yine yanıldım. Üzüldüm, kırıldım, en kötüsü de böyle şerefli bir vatanın güzide komutanlarının vatan sevgim için verdiğim gayreti umursamayıp, dürüst davranan bana yalancı muamelesi yapmasını hiç unutmayacağım. Çünkü ben yalan söylemem. Söyleyemem. Yapamam...Bu vatan için bir boynum zorlanmış çok mu, canımız feda ama böyle düşünen bir askere de bu tavır olmadı yakışmadı ki yine yanıldım...- Güçlünün yanında olmayı hiç sevmedim, mazlum yanında olmak her daim en çok huzur duyduğum yer oldu. Güçlünün yanında değil haklının yanında oldum. Bu çok güzel bir davranıştı, ancak birgün ben mazlum olduğunda yanımda durduğum o mazlumları aradı gözlerim bulamadım, yine yanıldım. Peki bunları yaşadım diye denemedim mi değişmeyi. Çok denedim kaç dedim artık böyle biri olmayacağım. Artık farklı biri olacağım. Olabildim mi hayır. Ben ne ise oyum. Değişemedim, ve değişmeyeceğim. Sana inat iyi kalacağım dünya...